“`html
Ahmet Türk’ün Sağlığı ve Barış Süreci Üzerine Düşünceler
Ahmet Türk’ün sağlık durumu ve bir barış sürecine katılma gücü hakkında kararsızım. Dün, Taksim Elite World Oteli’nde Abdullah Öcalan’ın Kürtçe metnini okurken, tedavi gördüğü rahatsızlığın etkileri görünüyordu.
Türk’ün liderlik ettiği Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasının üzerinden dört ay geçti. Şimdi hükümet, bu “Köklü bir Kürt ailesinin temsilcisi” aracılığıyla PKK’nın silah bırakma ve yasal operasyonlarını kutluyor.
Öcalan’ın Metni Yayınlandı
Geçtiğimiz yıl 1 Ekim’de Bahçeli’nin TBMM’deki DEM Parti milletvekillerine yaptığı ziyaretle başlayan süreç şimdi sonuç vermeye başladı.
İmralı heyeti, Öcalan ile en son görüşmelerini dün gerçekleştirdi.
Öcalan’ın isteği üzerine heyete yedi katılımcı dahil edildi. Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, Ahmet Türk, DEM Parti eşbaşkanı Tuncer Bakırkan, Tülay Hatimoğulları, İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ve Öcalan’ın avukatı Faik Özgür Erol da heyetin üyeleri arasında yer aldı.
Görüşmede, Öcalan’ın koğuş arkadaşları Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş da bulundu.
Toplantı üç saat sürdü.
Öcalan’ın konuşmasını kaydeden bir video İmralı heyetinin açıklama metninde paylaşıldı. Bu görüntüde, bir devlet görevlisi Öcalan’ın kendi kaleme aldığı metni okurken video çekiyor; yalnızca bir kare halka sunuldu.
Son görüntülerin 2015 yılından bu yana paylaşılan en güncel fotoğraf olduğu belirtildi.
Öcalan’ın videosunun ilerleyen günlerde yayınlanıp yayınlanmayacağı belirsiz. Ancak bu görüntüyü, “görmesi gerekenlerin göreceği” düşünülüyor.
Farklı Medya Kanalından Canlı Yayın
Açıklamanın yapıldığı salon bir saat önceden dolmuştu.
DEM Partili eski ve yeni milletvekilleri, belediye başkanları ve gazeteciler toplandı.
Uzun bir aradan sonra tüm medya kanalları bu toplantıdan canlı yayın yaptı. Halk TV, CNN Türk ve A Haber kameraları yan yanaydı.
Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne ait televizyon kanalları da toplantıya geniş ilgi göstererek canlı yayın yaptılar.
Öcalan’ın Kendi El Yazısıyla Metni
Öcalan, açıklamasını kendi el yazısıyla Türkçe kaleme aldı. Metin Kürtçe, Arapça ve İngilizce olarak çevrildi.
Türk, Kürtçe metni okurken, Buldan ise Türkçe metni okudu. Heyet, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı – Abdullah Öcalan’ başlıklı bir ekran önünde toplandı. İmralı’da çekilen son fotoğraf da ekranda yer aldı.
Öne Çıkan Üç Mesaj
Açıklamada üç önemli mesaj öne çıkıyor.
PKK’nın Süreç Sonlanma Aşamasında: Öcalan, 1990’larda reel sosyalizmin çöküşü ve Türkiye’deki kimlik inkarının çözülmesiyle birlikte PKK’nın geçerliliğini yitirdiğini savunuyor. Terörün gerekçelerinin kalmadığını belirterek, “Dolayısıyla (PKK) ömrünü tamamladı, feshi gereklidir” diyor.
Ayrılık İsteğinden Vazgeçmekte: Öcalan, Türkler ve Kürtler arasındaki tarihi ittifakın zedelenmeye çalışıldığını ifade ederek, “Kırılgan olan bu tarihi ilişkiyi kardeşlik ruhu ile yeniden yapılandırmak esas görevdir” diyor.
‘Dört parçalı bağımsız sosyalist Kürdistan’ talebinden vazgeçtiğini, ayrı bir ulus devlet veya federasyon taleplerinin ise “milletin tarihî sözleşmesini karşılamadığını” belirtmektedir.
Tek Yol Olarak Demokrasi: Öcalan, illegal örgütlenmeyi ve şiddet yöntemlerini bırakırken, demokratik mücadeleyi tek yol olarak öneriyor. “Demokrasi dışı bir yönteme yer yoktur. Demokratik uzlaşma yöntemi esas olmalıdır” diyor.
Bahçeli’ye Özel Vurgu
Öcalan, PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yaparken, Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı ile Cumhurbaşkanının iradesinin birleştiği noktada, silah bırakmayı teşvik eden bu çağrının tarihi sorumluluğunu kabul ediyor. “Devlet ve toplumla bütünleşmek için kongre yapın ve karar verin, tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” diye beliriyor.
Önder’in Dikkat Çeken Notu
Açıklamalar sonrasında Önder, Öcalan’a ait olduğunu iddia ettiği bir notu sundu. Öcalan, notunda şunları ifade etti:
“Kuşkusuz, silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshetmesi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.”
DEM Partili Temel: Şartların Belirleyiciliği
Bu ifade belki göz ardı edilebilirdi. Ancak duyduğumuzda dikkat çekici geldi. DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’e, “Öcalan, ‘demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması’ derken neyi kastetti?” diye sorduğumda, çağrının şartlara bağlı olduğunu belirtti.
“Silah bıraktım, her şey sona erdi demek değil” diyen Temel, bu bağlamda yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı ve üç şart belirtti:
Kürtlere Kültürel ve Politik Güvence: Kürtlerin kültürel, sosyal ve siyasi haklarının yasalarla güvence altına alınması, yerel yönetimlerde ve demokratik siyasette kayyum uygulamalarına son verilmesi.
İnfaz İndirimi: Öcalan ve diğer siyasi tutuklularla ilgili infaz indirimi talebi.
Dağdaki Güçlerin İkna Edilmesi: Silahların susması için yasal bir çerçeve oluşturulması gerekliliği.
Temel, çağrının esas muhatabının PKK olduğunu vurgularken, Suriye’deki PYD ve YPG ile ilgili özel bir vurgu olmadığını ancak dolaylı etkilerinin bulunabileceğini belirtti.
Elde ettiğim güvenlik bilgilerine göre, “Bu açıklama bizim için bağlayıcıdır” deniyor; ama bir pazarlık yapılmadığını da ekliyorlar.
PKK, 26 Yıl Önce Kendini Feshetmişti
Öcalan’ın çağrısı, PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi yönünde bir sürecin başlamasını sağlayabilir. Ancak bu sürecin tamamlanıp tamamlanmayacağı ya da uzayıp uzamayacağı belirsizliğini koruyor.
PKK, Öcalan’ın yakalanmasının ardından 1999 yılında silah bırakma kararı aldığını açıklamış, 2002 yılında kendini feshederek KADEK adını almıştı. Sonrasında 2005 yılında yeniden PKK ismiyle faaliyet göstermeye devam etti. Bu nedenle temkinli davranmak gerekiyor.
Suriye Üzerinden Uzlaşı Arayışı
Ayrıca, Öcalan’ın hangi temel uzlaşma gereğince silah bırakma çağrısı yaptığı henüz netleşmedi. Yaygın bir görüş, ABD’nin önerisi ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin de katılımıyla bir uzlaşmanın sağlandığı yönünde. Suriye’de ele geçirilen yönetim HTŞ’nin, bugün terör örgütü olarak tanımlanmaması, gelecekte de PYD otonomisiyle karşılaşabileceğimiz fikrini güçlendiriyor. Bu durum, değerlendirilmesi gereken önemli bir olasılık.
İktidarın DEM Partisi ile İlişkisi
PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesi, tarihi bir önem taşıyor. Türkiye, uzun bir süredir yaşadığı bu terör sorunundan kurtulabilir. Bu durum, devletle aidiyet ilişkileri zayıflayan Kürt vatandaşları kazanmanın yanı sıra güçlü bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü anlayışını inşa edebilmek için bir fırsat olabilir. Elbette, bu ihtimal iktidarın ‘çözüm’ arayışlarının ne yönde şekillendiğine bağlı.
Cumhur İttifakı, 2017 yılındaki referandum sonrası CHP ile yürüttüğü iş birliği ve muhalefetteki konumlanmasından dolayı iktidarının tehdit altında olduğunu düşündüğü için, Öcalan üzerinden DEM Parti’yi tarafsız bir alana çekmeye çalışıyor olabilir. Bu durum, Cumhurbaşkanı adaylığı ve anayasa değişikliği sürecinde DEM Parti’nin oylarını almayı ummalarından kaynaklanıyor olabilir.
Öcalan’ın Konuşma İhtiyacı ve Demokratikleşme Konuları
İktidarın, kendi geleceğini tehdit altında hissettiği için DEM Parti’ne uzanması, partinin tabanında güvensizlik yaratıyor. Bunu sormadan geçmek mümkün değil.
Geçtiğimiz hafta, silahlı gruplarla hiç ilişkisi olmayan siyasiler, gazeteciler ve aktivistler, Halkların Demokratik Kongresi’ne yönelik baskı ve tutuklamalarla karşılaştı. Önceki gün Kağızman Belediyesi’ne kayyum atandı. Dün sabah saatlerinde CHP Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, evinden gözaltına alındı. Ayrıca, gazeteci Nevşin Mengü’nün PYD’li bir figürle yaptığı röportajın ardından, 15 ay hapis cezasına çarptırıldığı ortaya çıktı. CHP’li belediye başkanları ve birçok siyasi figür hala cezaevinde. Ekrem İmamoğlu’na her gün yeni bir soruşturma açılmakta.
Demokratikleştirme Sürecinde Zorunlu Adımlar
Bugün, yalnızca Öcalan’ın konuşabildiği ve muhaliflerin baskı altında tutulduğu bir ülkede, demokratikleşme ve hukuk devleti anlayışıyla Kürt sorununu çözmek imkansız görünmektedir.
“`
More Stories
Erdal Beşikçioğlu, kendisinden hizmet bekleyen vatandaşa böyle yakalandı
Heyelan can aldı: 4 ölü
89 Yaşındaki Adam, İki Komşusunu Vurdu